İnsanlara tüketmekten başka sunacak hiçbir şeyi olmayan zavallılar, tek bir güzel söz üretemeyecek olan acizler, ömrü kendileriyle mücadeleyle geçmiş bir şairin, her türlü zulmü reva gördükleri bir insanın dizelerinden medet umuyorlar.
Paradan ve sömürüden ibaret küçücük dünyalarını, büyük insanlığın umudunu çalarak ayakta tutmaya çalışıyorlar.
Komünist şairimiz Nâzım Hikmet’in dizesini alçakça bozmaya, kullanmaya yelteniyorlar.
“Güzel” ile tek bağlantıları, bu kelimeyi ancak “dizel” yapacak düzeyde olan bir çürümüş sınıfın, bu yağmacı düzenin iflasının da ilanıdır bu!
Nãzım söylemişti, sanatının gücünün komünist ideolojisinden geldiğini ve yıkılıp gidecek bir sistemin ideolojisiyle sanatçı yetişemeyeceğini.
Üretemiyorlar, kendilerini yıkacak olanların temsilcisiyle, Nâzım Hikmet’le kendilerini pazarlamaya kalkıyorlar.
Yağma yok!
Bu ilk kez olmuyor, bunu ilk kez denemiyorlar, evet, ama bu son olacak!
Bu ülke de, Nâzım Hikmet de sahipsiz değil. Biz varız. İzin vermeyeceğiz.
İnanın çocuklar, diyordu Nâzım, inanın, güzel günler göreceğiz! İnanıyoruz. O güzel günlerin geleceğine, sosyalizme. Bunun için Nâzım gibi ortasındayız kavganın.
Ve yine Nâzım’ın dediği gibi, biz gölgemizi bile çiğnetmeyiz sermayeye! Adını taşıdığımız şaire sözümüzdür bu.
Opel’in bu hayasız reklamı kalkacak, büyük şairimizin durduğu saftan, komünistlerden, bu ülkenin emekçi insanlarından, aydınlık birikiminden özür dileyecekler.
Ve elbette ki, yıkılıp gidecekler. Biz güzel günler göreceğiz!
Nâzım Hikmet Kültür Merkezi