Moskova’da bir evde Nâzım’ın son gecesinde yaşananlar Vera’nın gözüyle anlatılır oyunda. O gece Nâzım yaşamının önemli kesitlerini de aktaran bir hesaplaşma içindedir kendisiyle ve toplumla.
Toplumcu politik kimliği, mücadelesi, hapislikleri, hayal kırıklıkları ve yaşamına etki eden kadınlar bu hesaplaşmanın konularıdır. Kiminde özeleştiri, kimindeyse ısrarla savunduğu “duruş”larıyla, bir insan ve bir yeryüzü şairinin hikayesidir anlatılan.
İznik’te, Müşküle köyünde bir yol sapağına dikilen bir çınarın hikâyesiyle açılır oyun. 12 Eylül cuntasının kararıyla kesilen “kökü dışarıda” bir çınar..
Mayıs sonu bir akşamda Soçi’de deniz kıyısında “memleket ve İstanbul hasretiyle” depreşen bir yürekle sarılır Vera’sına.. Ve eli kulağındadır Haziran’ın. 
Ondokuzunda, “paşa torunu”yken İnebolu’dan Kuvayı Milliye’ye katılan genç delikanlının şiirlerini onbinlerce bastırıp halkı Kuvayı Milliye’ye katılmaya çağıranlar, sonrasında şiirleri için, zindan zindan dolaştırırlar bu genç adamı..
Hapislikler,açlık grevleri,ve aşkları..kadınları..
Ve yaşamına tek yanlı eleştiri yönelten,“tutarsızlık” arayanlara ise;

“Kavrayamadıkları; Diyalektik Materyalizmdi aslında; devrim, durağanlığı reddetmekti.
Mademki akıyor hayat, madem ki dönüyor dünya ve insan iki ayağı üzerinde durduğundan beri ha bire yol kat ediyorsa; ötesi laf-ı güzaf!..“

Oyunda Nazım’ı Mehmet Tokat, Vera’yı Tuğba Özay oynuyor.. Usta oyuncu Didem Sökmen; Celile – Piraye rolleriyle çıkıyor karşımıza.. Göknur Paslı’nın Nüzhet ve Münevver’i oynadığı oyunda sahnede, çellist Pınar Dikbaş ve vokalist Nagihan Yıldız şarkılarıyla yer alıyor.

Yazan Hasan Özaşlamacı
Yöneten Cem Kurtoğlu
Müzik  Gülpınar Tokat
Oyuncular Tuba Özay – Mehmet Tokat – Didem Sökmen -Göknur Paslı – Nagihan Yıldız